G HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞARKILAR
GÖLGE HARAMİLERİ
1.Bölüm
Akar sular dönmez geri tıpkı gençliğim gibi, bebekti ceninin ergeni, bir erdi büyümüş meyvesi.
Sakal-bıyıkla geride kaldı Yunus’un hamlık evresi, sivilce-akne katledildi soldu yüzümün güneşi.
Ve çivisi düşmüş tablolarda bir resimdi kendisi, kükreyen şu gökyüzünde kuşun kilitli kafesi.
Tersi döndü güvenin ansızın belirdi dostun hilesi, fincan kahve içtim kursağımda kaldı telvesi.
Kırıştır yalan kahpesi, baştan akıl alır ya cilvesi.
Yıkar geçer bir dostun düşmancasına hamlesi.
İki boy aşmış ihanetin ki kat’i yok bahanesi, hayrından umutsuzum getirme bari şerrini.
Ve hepsi aynı yolda yolcu onca bedenin kellesi, meydan önüne dizilecek ve alınacak ifadesi.
Dualar olmasaydı kim kovardı kalleş iblisi? kalbim ak da pak da desen yüzünden yansır pisliğin.
Nakarat:
Altın harflerle yaz mahlasımı. halvetim kasvet, kem gözlere şiş!…
Cadü ya herru!…ya merru!…kafkef, gölge harâmilerine bir selam çak!…
Abile ğatladı, demlenir simam, nüşinrevan’dan handan ummam ben.
Ahu-yi felek mum, ben şamdan. düşmez kalkmaz bir Allah’tır uyan!…
2.Bölüm
Sago sus!…husus derin çukurda içince sin, pusu kuran huşû içinde gözlerinde kin belirgin.
Vay senin şu kindar halin. hin planların var hin. cenin büyüdü savaşa girdi silahlarımı bana verin.
Yardan sarkıttığın dostlarından kaçının ipini tuttun? onlar güldü, sen somurttun. kalbinde kaç gül kuruttun?
Hatıralarından yüzde kaçını unuttun? senin adını anmamak şartıdır dostluğumun.
Rapten olma gökyüzünün güneşi sago bu benim yüzüm. gölgeme sığınır manâ özüm, hicran çölüne düştüm.
Yüz pınar yaş akıtsın gözüm. kendi başıma öğrendim, kendim büyüdüm. dudaklarımla gömdüm.
Sanma şahım herkesi sen sadıkâne yâr olur. herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur.
Sadıkâne belki ol âlemde serdâr olur, yâr olur ağyâr olur serdâr olur didâr olur.
GÖRDÜKLERİME İNANMAM GEREK
1.Bölüm
ne güzel bir hava, sago kaf kef kaf kef
merhaba!
bendeniz sagopa kajmer ,pesimist kötü adam
evet ta kendisi işte o benim
boş oda bom boş bom boş bom boş
herşey yerli yerinde, herşey burda
microfonum burda. ses 1-2
boş bir kağıt bomboş ve mikserim ve sözlerim.
anlat! bak razıyım
anlatmam lazım anlatmalıyım ben her zaman
anlatmam lazım anlatmalıyım ben her zaman
evet anlatmam lazım anlatmalıyım ben her zaman bu benim hayatım.
sago go go
günler süsüm, bilgim madenim,aklım canım,
göz bebeğimden gerek öğrenmem
bak bana doyasıya! hayat eli sopalı bir öğretmen
siyah saç ak defterle geldin
ak saç siyah defterle gidiyosun.
sen uyurken gülistanda ben diken üstüne yatmış acıyorum
derdim kadar olsaydı kuvvetim, benimle başedemezdi kasvetim
kendini iyi bilen kötülere ne yararki benim iyiliğim.kuru dilim
uzak değilki malum sırrım feryatıdımı menzilimden
ne olur iyi bir haber gönder en tezinden
kulaklsrım dilimin müşterisi ezelden
dediler yunusa bal dudaktan acı kelamlar etmesi hayli kolay
yaşamayanın bu derdi
yunus çıkan fırtınada bir kırılan çiçek
nakarat
gördüklerime inanmam gerek.
ama nasıl olacak bana birisi bunu anlatsın
külahıma anlatsın
sevdiklerime kavuşmam gerek
ama nasıl olacak bana birisi bunu anlatsın
külahıma anlatsın
2.Bölüm
heder olan yürek diliniz kem almamakta
hebadır onca sevgi cümlesine kanmışlığın leşleri
bildiğim geçmişe mazi
söyle çokmu önemli ikili yaşanmış mazi
azimle unutup sadakatle geleceğe emin ol
başta zor gelir adım atılmış her yol, her yol!
ilişkiler yine tenha,münzevi raplerime bir hamlede verdim fetva
yağmuru kara çeviren hava, kolaysa çık ulan burası çorak ova.
mahlasımın anlamı; kaf dağının kaf’ı ve ölü kefeninin kef’i
en güzel kuşlar benim ellerimden yedi en güzel yemi.
yürüdüm koşa koşa. boşa sallar deryada küçük balık,
büyük balıkların hepsi salık, güçsüze yazık.
doğru dersin bree…
nakarat
gördüklerime inanmam gerek.
ama nasıl olacak bana birisi bunu anlatsın
külahıma anlatsın
sevdiklerime kavuşmam gerek
ama nasıl olacak bana birisi bunu anlatsın
külahıma anlatsın
GAM TOZU VE DÜNYANIN NİNNİSİ
Sagopa Verse:
Zaman geriye dönmemek üzere kapını çarpan umursamaz
güvenim dört nala kaçan bir korkak, soğuk ısımı çalar.
Donan yüzüm alevsiz yanar. Kulak rengim pancar
Adımı anar lakırdılar.
Ya Allah!... Garibin başını yaktılar, onlar apse oydular.
Alnıma kabzeyi vurdular, güven evimi yaktılar,
hatrın hasını çaldılar. Yemin olsun duyan kulaklar,
dırdırlardan bıktılar.
hain davran, devran aylak, kıvran ahmak, yürür kervan
ürür it-köpek-çakal-salak-o !...
evet musikim sanattır, dibini beceren attır.
Sagopa stara addır.
İnan bu ayaklara giderek azalır derman.
Önümde melekten bozma şeytan, elinde soğuk tırpan
güneş gözünü açana dek, karabasanla hırpalan
kuma döer dağ olan, tedirgin keloğlan.
talan, bahçe bağ olan, yalan dilimden firak olan.
kalp bağımdan en güzel güldür yazık elimde solan
rabbim Sago viran, kimi zaman yalnızlık yaman
savursanda batıramayacak gemilerimi fırtınan
Nakarat:
Tabutlara sığmayacak kadar intihar var, şeytanın siparişi
dünyanın ninnisi olmuş sirenler, ya RAB bizi özler
Şah damarım attıkça yaşını silerim çeşmin, solar hayat resmin
umut nerdesin, nerelere gittin ben seni göremeden?
Kolera Verse:
İlkin sizi tanıştırayım bu sadık devem Gubar-ı Gam
Öpeyim geçsin dizindeki yara dün girdiğimiz savaşta
bir kaç bedevi saldırdı, mübarek oldu bana gazam
hem beni korudu hem gönlümü sadık demem Gubar-ı Gam
Pejmürde etti bizi bu çöl en sadığı
hilal çıktı uyku bastı yok mu çölün sığınağı
devem ağam dedi uzan sırtım eğri ama dayan
sensiz uyku bana haram anca senle manzaram
Gubar-ı Gam Esen'im dedi şurası akrep vadisi
sözleri seni incitmesin muşhurdur onların iğnesi
ağlamaktan kör olmuş onlar yüzünden çöl faresi
iplik ol da süzül onan sen nur onlar zifiri
Vadiye vardık yol kesildi tırmandı Gubar'a elçisi
kulağıma eğilip kulağın kepçe, dişin çarpık deli dedi
kepçe olsa duyar kulak ve bu diş koparır iğneni
yolum uzun gazla Gam bunlar zakkum meyvesi
Geçti aradan zaman sade duyan Rab ve Gam
çölden çorak gönlüm aç bu hasretinle uyuyamam
seni bulmak adına çabam, kumda grzip dolaşmam
ben karanlık bir kasabayım sabrımın adı Gubar-ı Gam
GEÇMİŞİ GÖLGEYE TESLİM ETTİM
Verse 1
Yapılan her savaşta bir çıkar ve de imzalanan her barışta bir zarar var biz, varımızı ortaya koysak yoğumuzla utanırız. Elimizdekini cebimize tıksak, “tırsak kısrak savaşa havlu attı” der ve sırıtırlar. Dalga bu devrin baş motivesi. Ne kadar güler ise düşman o kadar ağlatır seni, kendini geçmişteki geri adımlarından kurtar, ışık ileride parlar ve yamyamlar var burası dar. Her an önünde yar, Tanrılar sözlüğünde buna sınama denir, sınavın elbet sonu gelir, notuna göre bedelini öderiz bu geçmişin bu kesin. Zaten inancımız olmasa var olmanın anlamı anlamsızlıktan başka bir anlama gelir miydi? Ve bu zamanlama, kaderimizin yanlışı ya da doğrusu, olgusu yoktur, kukla duygusu, askıya alınan o insan bulgusu, tekrar edilen o geçmiş döngüsü, karasis örtüsü; gölgelerin emaneti sen misin? Karanlıklar çöktüğünde gömülesi bedelin ve eskide kalan soğuk iklimlerin. Dostuna attığın tekmenin ya da hiçe saydığın ilahi adaletin bir sonucu olmalı bu da kesin, sen teksin takibinde geçmişin!...
Nakarat
Geçmişi gölgeye teslim ettim ve şimdi gölgeler takibimde,ardımda bir yığın manzara.
Sorgusu başladı yarının ufukta gün batmakta, her gelişin bir gidişi meçhuşle farz arz ederim sorgumu kesin. Gün dönümünde sıradaki gelsin gölgemi karanlığa teslim edin.
Verse 2
Anlam veremediğim bir yığın manzara peşimize takılmış ve cereyan eden çıkar savaşları kalbimizi yerinden çıkarmış ya barış?... Minik ellerinizle yakaladığınız o büyük kelebekleri öldürebilirsiniz. Herşey cüsse değil yeterki küstürmeyin çocuğu, öldürmeyin kendinizi, yok oluşu simgeler umut katliamı, yarın bir kapıdır ve sen uykudan o kapıdan geçmek için uyanırsın. İnsanların icadı kukla medeniyetinde herkesin bağlı olduğu bir ipi var, ipi tutan Tanrılar akıbetini sorgular, bulgular yargılar bir oyun gibidir adı yaşamaktır, ölümse oyunun sonudur. Her nedense oyunun sonu yok gibidir, bir gider biri gelir. Ve birini eler, siler kendini oyunun listesinden, simgelerde saklanır gidişinin nedeni ve her geçmiş gölgelere emanet edilir, gelecek sansüre maruz kalmış,belirsizdir. Bu nedenle seni takibe alan gölgelerdir. Sen yürüdükçe seni sorgular ve bir gün güneş batar. Geçmişi gölgeye teslim ettim ve şimdi gölgeler takibimde,ardımda bir yığın manzara, sorgusu başladı.
GERÇEKLER
[Mic Check]Rapim aldı beni benden vardım gerçeğin doruklarına, yukarıda beni küçümsercesine bakan onca sinsi insan, düşmancasına rapimi bilmeden alay eden subjektifte yok olan, beyni ufalanan antirealist. Savaşın içinde dost arayan karşı taraf oda askeri gibi bocalayan bunca kişi yeah. Poponun kültüründe medyanın şebekleri, rapi aşağılayan kültür acizi oku cümleleri, sözlerinde silah barındıran rapin askeri gerçeği kurşuncasına tetikleyen acemi kuvveti. Aç lirikleriyle gözleri dolduran parayı cukka yapan şoparın komedisi TV kapa bakma. Ben kıçımı yırtarken sen halı üzerinde keyfi dünya seyrinde dilberinle iş üstünde, perspektifin dar potansiyel bende. Attığınız her zar benim elerim.
[Nakarat]Yo! Check the mic, ... the like, rap yanında mic check. Rapin affı yok yeryüzünde çaktı şimşek. Parlak geçinen boş düşüncelere sen res çek. Bana bakma her tarafta canlı gerçek.
[Sirhot]Yükseldim bulutlardan sana geldim, bana bakma sana yolu gösterdim. Karanlıklar olacak yolu bulacak kadar çok dürüst olacak benim olacak. Yalanlarla karanlık odalarda seni bulacak ölüm kovalayacak. Sonuna kadar yapman gereken doğru tek şey; özür dilemek, önüne beni bilemek. Önün ap açık yolu bularak kaç, sonuna kadar aç gözlerine kor duman alevi saç. Rapin avcısı yerde gölge dansçısı rap inatçısı ardcı depler sonucu ölümün sancısı gibi hayat karanlıklarda yanına gelerek yaralar açacak, çıkıcı etkiler sıkıcı tepkiler bırakacak. (Sagopa yeah!) Sirhot izle bak tahtı kurutacak, beni izle karamsar korkularını gizle, ne öğrendin hayatta paylaş bizle. Düğüm çözücü radikal fikir bölücü, insan ölücü hayatta cehennem görücü.
GÜNLERİM AĞLAK
Sagopa Verse:
Ruhunu tamir ettir ve 2 elinden bıçakla kendini
bazen neden bencilsin.. yada çok saf sen maf bu cıvarda
yokmudur af ama...mahcupsun mahkum dalavere güler
ağlar yapmacık bakışların bi film gibi yalanların hakim
gözlerin gözlerime hep asildin oysa ki şu benliğimde taa
düne ama şimdi malesef tadilatta bu kalbim kısık ateşte
kaynar gerçeklerim her şeyi sen bok etmiştin günahını
üzerime hipotekledin dişi kişilik tek çekimlik duman
tadında mayhoş tadın damaklarımda yaşlı taş çocuk
derin uykuda yooo..
günlerim ağlak sabrın sonu selamete varsa da
faydası yok,gözlerim sağanak varsın sözüm olsun
gülücük merhamet olmasın,defterim sığınak
yazdıklarım ayrılık damarında kan bitmiş günlerim
ağlak sağlıcakla kal benden uzak dur yakın olma (x2)
kolera:
Dişi kişilik ilişikteki ilişkileri iliğine kadar
hissederdi guınnes rekoruna giren uzun lirikleri
görseydi hele bilseydi intihara sürekledi herkesi depresif
enfeksiyonlarım taşıyamadım kütlemi ruhuma aykırıymış
yasa doğama saatte 500Km beyin sarsıntılarım tatmınkarlığı
tatsız tadı tatminsiz tarzı tarifsiz tastası eksiksiz
tamahkar tarıhı tahminsiz yaşım 21 ateşim 40 ne desem boş
tükürün suratıma ateşim düşsün..iyi akşamlar anlayamıyorum
kendımı hay seninli sıfatların öznesi biraz itermisin hikaye
leri çıkaramıyorum bu kafadan kendimi lades kemiği gibi
kıracaklar beni kopuverecek kafatasım. yaşamın arşı
aşan alkışlamaları sevdiğimi söyleme sevenime ayıp..
2 artı 2 eşittir 5 çok üzülürdu görseydi quantes tes tes tes teron
salgılama hatsafhada yeni nesil köle çocugu kaptı selam
olsun sam amcanın dolarına 2 kaşık içinde kalan kahkaha
vitamin yetmez ayakta durmana kamburasatlarınız vıdıvıdılarınız
malum kesermısiniz ikiye kendinizi ardından koşun kopuk
kolunuzu hırs ve arzunun kesiştiği yerde tutkunun esiri oldum
çok konuştun be kolera sus sırlar yorganın altına kopmadan
zincirleri yaşamın..şaka da kaldırmaz bunalımlarım
günlerim ağlak sabrın sonu selamete varsa da
faydası yok,gözlerim sağanak varsın sözüm olsun
gülücük merhamet olmasın,defterim sığınak
yazdıklarım ayrılık damarında kan bitmiş günlerim
ağlak sağlıcakla kal benden uzak dur yakın olma (x2)